{ "title": "Bayanlarda Saçkıran", "image": "https://www.sackiran.gen.tr/images/bayanlarda-sackiran.jpg", "date": "19.01.2024 23:43:27", "author": "Onur Canatar", "article": [ { "article": "
Bayanlarda Saçkıran, Latincedealopesi areata veya halk arasındaki adı ile saçkıran veya kılkıran hastalığı, saçlı deri, sakal bölgesi, kirpikler, kaşlar ve diğer vücut kıllarının, belli bir belirtisi olmaksızın, tüm vücuda yayılmış bir şekilde dökülmesi ile kendini gösteren bir rahatsızlıktır. Hastalığın sık sık yinelemesi ve nasıl seyredeceğinin bilinmemesi sebebiyle insanların yaşam kalitelerini etkilemesi olasıdır. Hastalığın sebepleri olarak genetik, psikolojik stresler, hücresel ve humoral bağışıklık, bulaşıcı, endokrin ve sinirsel etkenlerin rolü olduğu söylenmekle birlikte, altta yatan sebep tam olarak bilinmemektedir.

Görünüm sıklığı

Dünyada sıklıkla görülen bir hastalıktır. Normal bir nüfusta %0.1 oranında görülürken, dermatoloji polikliniğine başvuran kişilerin yaklaşık %1-2'sinde görülür. Hastalar genellikle genç erişkinlerdir. Hastalarda %60'ı ilk atak 20 yaş altında geçirilmektedir.

Bayanlarda Saçkıran Neden Olur?

Bayanlarda Saçkıran, Hastalıkta saçlar dökülür, çünkü etkilenen kişilerin kıl folikülleri, bağışıklık sistemi bakımından hastanın kendisi tarafından tanınmaz ve yabancı olarak algılar reddeder (Özbağışıklık). Bunun sebep olduğu, neden sadece belli bölgelerin etkilendiği ve kılların yeniden neden büyüdüğü bilinmiyor.

Alopesi areatalı bir kişide tiroit hastalığı, şeker hastalığı, vitiligo (Deride beyaz yama) ve Addison hastalığı benzeri diğer öz bağışıklık hastalıklarının gelişimi sağlıklı bireye göre daha yüksek seviyededir.

Hastalık bulaşıcı değildir, vitamin eksikliğiyle veya beslenme alışkanlığıyla ilgili değildir. Stres, gerilim, özellikle matem, ayrılma ve kaza gibi olaylar bazen hastalık için tetikleyici olabilmektedir.

Bayanlarda Saçkıran Tedavisi Nasıl Yapılır?

Alopesi areataída tedavinin iyi bir şekilde planlanmasında her hasta için uygun tedavinin saptanması, ilk önce söz konusu bu hastalığa ait özgeçmişinin, hastalığın tedavili ya da tedavisiz olarak nasıl bir seyir izlemekte olduğunun ve özellikle atopik yapı, tiroit hastalığı ve doğumsal anomaliler (Down sendromu) benzeri olumsuz prognostik parametrelerin eşlik edip etmediğinin dikkate alınması ile mümkündür. İkinci aşamada ise en uygun semptomatik uygulamanın seçilmesi söz konusu ki burada klinik kaybın niteliği (Diffusaal, opecia areata reticularis ve niceliğinin saçlı derinin %50'sinden az ya da daha fazla kayıp olması) saptanması ile hastalığın evresinin histopatolojik olarak değerlendirilmesi ele alınır. Hastalığın hafif seviyede seyrettiği erken dönemdeki hastalarda tedaviye gerek olmamaktadır, onların saçları herhangi bir şey yapılmadan tekrar geri gelmektedir. Hastalığın seyrini değiştirememesine rağmen bazı tedaviler saç büyümesini artırabilir. Rahatsızlığın kendisi fiziksel sağlığı kötü yönde etkilemez iken ciddi riskler taşıyan tedavilerden uzak durulmalıdır.

Uygulanan tedavi yöntemleri nelerdir?

" } ] }